13 Haziran 2018 Çarşamba

Kendimle İlgili Bir Yazı

Eveeet, her büyük hevesle başladığım şey gibi bu blogdan da bir süre sonra sıkılıp yazmayı bırakmıştım. Sanırım bunun nedeni kendim için başladığım her şeyi bir süre sonra görev haline getirip sıkıcı bulmam. Ama böylesi daha güzel, burası böyle dursun ben istediğimde gelip yazayım, sonra 4-5 ay unutayım, canım yazmak istediğinde yine yazayım. 

Neyse bu blogu açmamın ilk nedeni EVS'ti ki şu an bitmesine 2,5 ay kadar kaldı. Buraya gelmeye karar verdiğimde olduğu gibi dönmeme yakın da her kafadan bir ses çıkmaya devam ediyor :)

-Sakın dönme
-Ne yap et orada kal
-Memleketin halini görmüyor musun
-Bari koca bulsaydın

vs... vs... vs...

Söylenenleri dinlerken ben

Bütün bunlar beynini yemeye başlayınca, insan "acaba ben gerçekten burada kalmak istiyor muyum?" diye düşünmeye fırsat bulmadan, sağa sola saldırmaya başlıyor. Ben de öyle yaptım. Ve başarmaya kendimce çok yaklaştığım bir anda kendimi "Allahım n'olur olmasın bu iş" diye dua ederken buldum. Çünkü herkese göre buraya gelip 1 sene kalıp burada bir iş bulamamak ya da kalıcı olamamak bir "başarısızlık". Benim için öyle mi değil mi bunun ayırdına bile varamıyorum başka seslerden. Halbuki ben bu 1 senede çok şey keşfettim. Mesela, benim hayatta bağımlı olduğum iki şey var; birincisi sigara, ikincisi sevdiğim insanlar. Bence dünyanın en buruk anı dünyanın en güzel manzarasının karşısında dururken "keşke .... da burada olsaydı" diye düşünmek. Çok güzel bir sene geçirdim, çok şey gördüm, çok şey öğrendim, çok insan tanıdım ve bu kararı verdiğim için çok mutluyum. Bunu kesinlikle ama kesinlikle bir vakit kaybı olarak görmüyorum. Ve 30 yaşına gelmemiş olanlarınıza tekrar tekrar söylüyorum, lütfen bunu yapın. EVS programından faydalanın. 
Kendimi tanıdım ve içimdeki Aleyna Tilki'yi keşfettim


Ben buraya niye geldim? Bu soruya bugüne kadar hiç samimi bir cevap vermedim, kim sorduysa geçiştirdim, buraya yazarken bile başka nedenler sıralamış olabilirim hatırlamıyorum.  Bunun çok basit ve tek cümlelik bir cevabı var aslında: Benim kendimle çözmem gereken bir meselem vardı, onu çözmeye geldim. İyi haber, çözdüm. Herkesin hayata farklı bir bakış açısı var. Kimileri hayata küçük molalar verecek, farklı deneyimler uğruna "para"dan ve "kariyer"den vazgeçecek lüksümüz olmadığını düşünür. Bense gençliğimizin en güzel yıllarını "para" ve "kariyer" peşinde koşarak harcayacak lüksümüz olmadığını düşünenlerdenim. Belki de ben yanılıyorum, belki de bundan 5 ay sonra işsizlik depresyonuyla ailemin evinde yorganın altında ağlıyor olacağım. Ama ertesi gün ölsem pişman olmayacağım. Elimden geleni yaptım. Ufkumu açacak, beni geliştirecek fırsatları değerlendirdim. Ben yine ben olarak döneceğim buradan, kendim değişmedim ama hayata baktığım yer değişti, önceliklerim değişti. Mesela en basitinden olaya 1 yıl Hollanda'da ekmek elden su gölden yaşamak yerine daha önce hiç gitmediğin bir ülkede hiç tanımadığın 4-5 insanla aynı evi paylaşmak ve hiç tecrüben olmayan bir alanda çalışmak olarak bakarak başlayabilirsiniz. Ki bence cesaret gerektiren bir iş. "Oradan boş dönme, hiç değilse ben Hollanda'da bir yıl kaldım ve bir şey yaptım de" demişti birisi bana ilk geldiğim aylarda. O bunu para odaklı işler için söylemişti, hatta ben de bir süre üzülmüştüm buradan elim boş döneceğim diye. Ama bugün dönüp arkama baktığımda hiç de boş olmadığını görüyorum. Ben burada kendimi tanıdım, kendimi törpüledim, içindeyken farketmediğim birçok şeye uzaktan bakıp gerçekleri gördüm. Kimsenin haberi olmadı ama ben burada geçmişteki her şeyle ve herkesle hesaplaştım. Bunu yaparken bambaşka yaşamlar öğrendim, kültürler tanıdım, yanlış yaptığım zaman gidip arkadaşlarıma ve aileme ağlamak yerine ilk defa oturup kendimi sorguladım. Gerektiği zaman oturup sakince konuşmayı, sinirliyken kendimi durdurup mantıklı düşünmeye başlayana kadar sessiz kalmayı öğrendim. Neyse daha vaktim var, bu bir veda yazısı değil. 
Mesela bisiklete atlayıp 15 dk'da Amsterdam'ın en büyük ormanında çimmeyi çok özleyeceğim


Uzun lafın kısası, Eylül'de döneceğim. Belki her şeye sıfırdan başlayacağım, belki çok zor olacak, belki çok kötü günler bekliyor beni, belki de çok güzel. Bilmiyorum. Buraya gelmeden önce de bilmiyorum. Bazen bilmemek, planlamamak daha güzel. Çünkü hayatımda neyi uzun süre planlayıp onun için çalıştıysam sonu hep hüsran oldu. Birbirimizi biraz rahat bırakalım arkadaşlar. Bırakalım önceliği aile kurmak olan aile kursun, çalışmak isteyen çalışsın, evde kocasına yemek yapmak isteyen onu yapsın, memur olmak isteyen KPSS'ye çalışsın, dünyayı gezmek isteyen dünyayı gezsin, çok para kazanmak isteyen çok para kazansın. Ben evimi ve ailemi çok özledim. Üniversitede çok sevdiğim hocam Poyraz Gürson derdi ki: "Her yeri gezin, gidin yurtdışında okuyun, staj yapın, işe girin ama sonunda evinize geri dönün. Biriktirdiklerinizle dönün, daha iyi dönün." Ne demek istediğini şu an anlıyorum. İnanın döndüğümde ne iş yapmak istediğimi bile bilmiyorum. Yıllardır ilk defa her şeyi yapabilirmişim gibi hissediyorum, 5 yıl önceki Buse gibi hissediyorum. Burada mutfakta da çalıştım, barmaidlik de yaptım, artık mutlu olduğum sürece her şeyi yapabilirmişim gibi hissediyorum. Belki
Ümit Usta iş başında
de bu çok romantik bir bakış açısı ama ben şu an olduğum insandan mutluyum. Dönecek olmaktan mutluyum. Dünyanın en güvenli kentlerinde yaşayıp kendini güvende hissedememek ne demek biliyorum. O para kazanılır, o iş bulunur, o eş belki bulunur belki bulunmaz çok da önemli değil. Önemli olanın ne olduğunu Nazım Hikmet benden çok daha güzel anlatmış yıllar önce:



Bu dünya soğuyacak, 
yıldızların arasında bir yıldız, 
                       hem de en ufacıklarından, 
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, 
                       yani bu koskocaman dünyamız. 
Bu dünya soğuyacak günün birinde, 
hatta bir buz yığını 
yahut ölü bir bulut gibi de değil, 
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak 
                       zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. 
Şimdiden çekilecek acısı bunun, 
duyulacak mahzunluğu şimdiden. 
Böylesine sevilecek bu dünya 
"Yaşadım" diyebilmen için...

1 yorum:

  1. Hayat bir gün oda bugun Buse... Anın tadını çıkar. Atakan

    YanıtlaSil